top of page

Kalça Kırığında Ortopedik Rehabilitasyonun Önemi

  • Yazarın fotoğrafı: İnvitrocare Evde Sağlık
    İnvitrocare Evde Sağlık
  • 12 Haz
  • 9 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 13 Haz

kalcak-kırıgı-ortopedik-rehabilititasyon-header


Kalça kırığı, genellikle düşme veya travma sonucu femur kemiğinin kalça eklemine yakın bölümünde oluşan ciddi bir kırık türüdür. Özellikle ileri yaş grubunda, kırık sonrası gelişen hareketsizlik; tromboemboli, pnömoni, kas atrofisi ve hatta ölüm gibi çoklu komplikasyonlara zemin hazırlar. Özellikle Osteoporozu olan yaşlı bireyler düşme riski yüksek olan kronik hastalar ve fiziksel kapasitesi azalmış kişiler bu gruba dahildir.


Bu yazımızda kalça kırığı nedir, tedavi yöntemleri nelerdir ve bu yöntemler arasında ortopedik rehabilitasyonun önemi nedir sorularına cevap vereceğiz.



Kalça Kırığı Nedir? 

Kalça kırığı, tıbbi olarak proksimal femur kırığı olarak adlandırılır ve uyluk kemiğinin kalça eklemine yakın kısmında meydana gelen kırıkları kapsar. Bu kırıklar, özellikle yaşlı bireylerde düşmeye bağlı olarak sık görülürken genç bireylerde ise yüksek enerjili travmalar sonucunda ortaya çıkabilir.


Kalça kırığı, yalnızca kemik dokusunun bütünlüğünün bozulması değil aynı zamanda bireyin mobilitesini, bağımsızlığını ve genel yaşam fonksiyonlarını tehdit eden sistemik bir sağlık sorunu olarak değerlendirilmelidir.



Tıbbi Sınıflandırma

Kalça kırıkları anatomik lokalizasyona göre üç ana gruba ayrılır;


  • Femur boyun kırığı (Intrakapsüler kırıklar): Kalça eklemi kapsülünün içinde yer alır. Bu bölgedeki kırıklar, kemiğin kan dolaşımını etkileyebileceği için kalça kırığı iyileşme süreci daha riskli olabilir. Genellikle protez cerrahisi gerektirir.

    femur-kırık

  • İntertrokanterik kırık: Femurun trokanter majör ve minör bölgeleri arasında yer alan (kalça kemiğinin üst kısmında, uyluk kemiğinin dış çıkıntıları olan iki kemik yapı arasındaki) ekstrakapsüler kırıklardır (eklem kapsülünün dışında kalan kırıklar). Bu kırıklar nispeten daha iyi vaskülarize olduğundan (kan akışı daha iyi olduğundan) iyileşme potansiyeli yüksektir ve genellikle plak-vida sistemleriyle (kırık kemik parçalarını sabitlemek için kullanılan cerrahi metal donanımlar) tespit edilir.


  • Subtrokanterik kırık: Trokanter majörün yaklaşık 5 cm distalinde, femurun üst kısmında oluşur. Genç bireylerde yüksek enerjili travmalarla ortaya çıkabilir ve cerrahi stabilizasyonu teknik olarak daha zorludur.

    subtrokantrik-kırık


Yaygın Nedenler

Kalça kırıklarının etiyolojisi yani sebepleri yaş gruplarına göre değişmekle birlikte en yaygın nedenler şunlardır:


  • Düşme: Özellikle yaşlı bireylerde en sık görülen nedendir. Ev içi kazalar, kaygan zeminler, görme sorunları ve denge kaybı gibi faktörler düşme riskini artırır.

  • Osteoporoz: Kemik mineral yoğunluğunun azalması, kemiklerin kırılganlığını artırır. Postmenopozal kadınlar, osteoporoz nedeniyle yüksek risk altındadır.

  • Travma: Genç ve sağlıklı bireylerde kalça kırıkları genellikle trafik kazası, yüksekten düşme veya spor yaralanmaları gibi yüksek enerjili travmalar sonucu oluşur.


Kalça kırığı sadece ortopedik bir yaralanma değil hastanın yaşamının tüm yönlerini etkileyen karmaşık bir durumdur. Bu nedenle, tanı ve sınıflandırma doğru yapıldığında rehabilitasyon süreci çok daha etkili yönetilebilir.



Kalça Kırığı Nasıl Olur? Belirtileri ve Başlangıç Süreci

Kalça kırıkları genellikle düşme sonrası ya da çok nadir olarak osteoporotik kemikte kendi kendine (minimal travmayla) oluşur. Özellikle yaşlı hastalarda, düşük enerjili bir travma (örneğin halıya takılıp düşme) bile kırığa neden olabilir. Düşmenin hemen ardından şiddetli ağrı ve fonksiyon kaybı ilk kalça kırığı belirtileri işaretidir.


Ancak bazı durumlarda, kırık tam olarak ayrılmamış (incomplete) olabilir ve bu durumda belirtiler sinsi şekilde başlayabilir. Hasta, birkaç gün boyunca kalça veya kasık bölgesinde giderek artan bir ağrı tarif edebilir.



Erken Kalça Kırığı Belirtileri ve Ağrı Sinyalleri

  • Kasık, uyluk veya kalça bölgesinde ağrı: Genellikle hareketle artar ve istirahatle azalmaz.

  • Ayağa kalkma veya yük verme zorluğu: Hasta genellikle kırık olan bacağa basmakta zorlanır.

  • Gece ağrısı: Özellikle femur boyun kırıklarında yatarken bile ağrı hissedilebilir.

  • Destek almadan yürüyememe: Kırık stabilitesine göre bu durum değişkenlik gösterebilir.



Klinik Bulgular: Hareketsizlik ve Anatomik Değişiklikler

Kalça kırığının klasik fizik muayene bulguları şunlardır:


  • Bacakta dış rotasyon: Etkilenen bacak dışa doğru dönmüş görünür.

  • Bacak kısalığı: Kırık taraf, sağlam bacağa göre birkaç santimetre kısa olabilir.

  • Hareketsizlik ve fonksiyon kaybı: Hasta yatakta pozisyon değiştirmekte dahi zorlanabilir.

  • Şişlik ve hassasiyet: Kalça çevresinde palpasyonda hassasiyet olabilir.


Bazen kırık başlangıçta fark edilmeyebilir; özellikle yaşlı ve demanslı hastalarda ağrı ifadesi yetersiz olabilir. Böyle durumlarda, düşme sonrası yürüme güçlüğü, huzursuzluk veya açıklanamayan fonksiyon kaybı varsa mutlaka görüntüleme ile değerlendirme yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; kalça kırığı sadece ağrıya neden olmaz. Aynı zamanda bir “hareket krizidir”. Bu nedenle, tanının erken konması ve rehabilitasyon sürecinin hızlı başlatılması komplikasyon riskini azaltır ve iyileşme şansını artırır.



Kalça Kırığında Kimler Risk Altındadır?

Araştırmalar, kalça kırıklarının çoğunlukla belirgin risk faktörlerine sahip bireylerde görüldüğünü ortaya koymaktadır. Bu nedenle, risk gruplarının doğru tanımlanması hem önleyici müdahaleler hem de erken teşhis açısından kritik öneme sahiptir.


1. Yaşlılık

İleri yaş, kalça kırığı için en güçlü risk faktörüdür. Yaş ilerledikçe;


  • Kas gücü azalır (sarkopeni),

  • Denge refleksleri zayıflar,

  • Görme bozuklukları artar,

  • Kemik mineral yoğunluğu düşer (osteopeni ve osteoporoz).


Tüm bu faktörler, düşme riskini ve kırık oluşma ihtimalini artırır. Nitekim 65 yaş üzeri bireylerde kalça kırığı insidansı, genç yetişkinlere göre katlanarak artmaktadır.



2. Osteoporoz

Osteoporoz, kemiklerin yoğunluk ve yapısal bütünlük açısından zayıflamasıyla karakterizedir. Özellikle postmenopozal kadınlarda östrojen eksikliğine bağlı olarak kemik rezorpsiyonu artar. Bu durum, en ufak bir travmanın bile kırığa neden olmasına yol açar.



3. Kadın Cinsiyeti

Kadınlar, özellikle 50 yaş sonrasında, erkeklere kıyasla 2–3 kat daha yüksek kalça kırığı riski taşır. Bunun temel nedenleri arasında:


  • Daha düşük pik kemik kütlesi,

  • Menopoz sonrası östrojen kaybı,

  • Osteoporoz sıklığının daha yüksek olması sayılabilir.



4. Düşük Vücut Ağırlığı ve Kas Kitlesi

Vücut kütle indeksinin düşük olması (BMI < 18.5), hem kemik yapının zayıf olmasına hem de düşme sırasında kemikleri koruyacak yumuşak doku tamponunun azalmasına neden olur. Aynı şekilde; azalmış kas kütlesi (sarkopeni), düşme sırasında denge kaybını artırarak kırık riskini yükseltir.



5. Hareketsiz Yaşam Tarzı

Fiziksel aktivite eksikliği hem kas gücünün azalmasına hem de kemik yoğunluğunun korunamamasına neden olur. Düzenli egzersiz yapan bireylerde özellikle ağırlık taşıyan aktivitelerle osteoporozun önlenebildiği gösterilmiştir.



6. Önceki Kırık Öyküsü

Daha önce düşük enerjili bir travmayla kırık geçirmiş bireylerde ikinci kırık riski dramatik şekilde artar. Bu durum kemik sağlığının ciddi derecede bozulduğunu ve müdahale gerektirdiğini gösterir.



7. Diğer Faktörler

  • İlaç kullanımı: Kortikosteroidler, antidepresanlar, sedatifler düşme ve kemik zayıflığı riskini artırır.

  • Görme bozuklukları ve vestibüler disfonksiyonlar: Denge kaybına yol açar.

  • Kronik hastalıklar: Alzheimer, Parkinson, inme gibi nörolojik bozukluklar mobiliteyi azaltır.

  • Çevresel riskler: Kaygan zeminler, düşük aydınlatma, uygunsuz ayakkabılar, evde halı kenarları gibi düşmeye zemin hazırlayan dış etkenler.



Tedavi Yöntemleri: Kalça Kırığı Tedavisi

Kalça kırığı tanısı konulduğunda ilk soru genellikle “Ameliyat şart mı?” sorusudur. Yanıt çoğu durumda evettir. Çünkü kalça kırıkları özellikle yaşlı bireylerde stabil olmayan kırık tipleridir ve cerrahi stabilizasyon gerektirir. Ancak hangi tedavi yönteminin seçileceği; kırığın tipi, hastanın yaşı, fonksiyonel durumu ve eşlik eden hastalıklarına göre belirlenir.



1. Cerrahi Yöntemler

Cerrahi müdahale, kalça kırığı tedavisi için temel taştır. Uygulanan cerrahi teknikler:


  • Protez cerrahisi (hemiartroplasti / total kalça protezi): Özellikle femur boyun kırıklarında, dolaşımın bozulma riski yüksekse tercih edilir. Total protez, eklemin hem femur hem asetabulum bileşenlerini değiştirirken, hemiartroplasti sadece femur başı kısmını değiştirir.

  • Plak-vida sistemleri (dinamik kalça vidası - DHS): İntertrokanterik kırıklarda sıklıkla kullanılır. Kemiğin biyomekanik bütünlüğünü restore etmeyi hedefler.

  • İntramedüller çivileme (IM nail): Subtrokanterik veya kompleks intertrokanterik kırıklarda, kemik kanalının içinden geçirilen bir çivi yardımıyla internal fiksasyon sağlanır.


Cerrahi müdahalenin amacı, mümkün olan en erken dönemde yük vermeyi ve ameliyat sonrası mobilizasyon sağlayarak komplikasyonları önlemektir.



2. Cerrahi Dışı (Konservatif) Yöntemler

Cerrahi dışı yöntemler, ancak çok sınırlı hasta grupları için uygulanabilir:


  • Ameliyatı kaldıramayacak kadar kırılgan hastalar

  • Stabil, yer değiştirmemiş kırıklar

  • İleri terminal dönem hastalar


Bu durumlarda ağrı yönetimi ve yatak içi egzersiz uygulanır. Ancak bu yaklaşımda yatak bağımlılığı süresi uzar ve komplikasyon riski yüksektir. Bu nedenle konservatif tedavi, istisna değil zorunluluk halidir.



3. Ağrı Yönetimi ve Komplikasyon Takibi

Ağrı, rehabilitasyonun en büyük engellerinden biridir. Bu nedenle ameliyat sonrası dönemde:


  • Farmakolojik tedavi: Opioidler, NSAİİ’ler, parasetamol ve sinir blokları (örneğin fasya iliaka bloğu)

  • Non-farmakolojik destek: Soğuk uygulama, gevşeme teknikleri, pozisyonlama

  • Multidisipliner izlem: Evde hemşirelik takibiyle vital bulguların ve yara yerinin izlenmesi

  • Tromboz, enfeksiyon, bası yarası, deliryum gibi komplikasyonların erken tanısı ve önlenmesi


Doğru planlanmış bir cerrahi sonrası süreç, yalnızca ağrının değil, sistemik komplikasyonların da önüne geçer.



Kalça Kırığı Tamamen Tedavi Edilebilir mi?

Bu soruya verilecek yanıt, mutlak bir "evet" olmaktan çok, koşullu bir iyileşme olasılığına işaret eder. Kalça kırığı sonrası tam iyileşme hastanın yaşı, genel sağlık durumu, ameliyat tipi, rehabilitasyona katılım düzeyi ve psikososyal destekle doğrudan ilişkilidir.



1. İyileşme Süresi

  • Akut faz (0–6 hafta): Yara iyileşmesi, erken mobilizasyon

  • Subakut faz (6–12 hafta): Fonksiyonel hareketlerin yeniden kazanılması

  • Kronik faz (3–6 ay): Tam yük verme, yürüme bağımsızlığı ve denge kontrolü

  • Geç faz (6 ay–1 yıl): Maksimum fonksiyonel kapasiteye ulaşım


Ancak birçok hasta, kırık öncesi fonksiyonlarına %100 oranında geri dönememektedir. Bununla birlikte, doğru cerrahi, erken ve etkili bir rehabilitasyon programı ile bağımsız yürüyebilme oranı %60’ın üzerine çıkabilmektedir.



2. Başarı Oranını Ne Belirler?

  • Yaş: 85 yaş üzeri hastalarda kalça kırığı iyileşme süreci daha yavaş ve komplikasyonlara açıktır.

  • Komorbid hastalıklar: Kalp yetmezliği, diyabet, demans gibi eşlik eden hastalıklar süreci zorlaştırır.

  • Rehabilitasyon uyumu: Egzersizlere aktif katılım, başarıyı doğrudan etkiler.

  • Aile ve sosyal destek: Psikolojik motivasyon, depresyonun önlenmesi ve bakım desteği süreci destekler.


Sonuç olarak, kalça kırığı cerrahi olarak düzeltilebilir, fakat asıl iyileşme; bütüncül, multidisipliner ve hasta odaklı bir rehabilitasyon süreciyle mümkündür. Kalça kırığı tedavisi sadece kemiğin kaynaması değil; bireyin bedensel, işlevsel ve psikolojik olarak yeniden ayağa kalkması anlamına gelir.


kalca-kırıgı-ortopedik-rehabilititasyon-body


Ortopedik Rehabilitasyon Nedir?

Ortopedik rehabilitasyon dendiğinde aklınıza sadece egzersiz geliyorsa bu kavramı yeniden düşünmenin zamanı gelmiş olabilir. Çünkü kalça kırığında ortopedik rehabilitasyon, yalnızca kas-iskelet sistemi problemlerini değil bireyin hareket kabiliyetini, yaşam kalitesini ve bağımsızlığını yeniden kazandırmayı hedefleyen bütünsel bir yaklaşımdır.


Peki, kalça kırığı özelinde bu ne anlama gelir? Kalça kırığı sonrası rehabilitasyon, hastanın:


  • Yeniden ayağa kalkmasını,

  • Güvenli yürüyebilmesini,

  • Kas gücünü geri kazanmasını,

  • Denge kontrolünü geliştirmesini,


Ve en önemlisi, günlük yaşam aktivitelerine yeniden katılmasını sağlamayı amaçlar. 


Her bireyin hedefi farklı olabilir. Kimi yalnızca kendi tuvaletine yürüyebilmek isterken, kimi tekrar dışarı çıkıp alışveriş yapmayı hedefleyebilir. Bu hedeflere ulaşmak için kalça kırığında ortopedik rehabilitasyonun önemi büyüktür.



Ortopedik Rehabilitasyonun Etkinliği ve Güvenliği

Peki, bu süreç gerçekten işe yarıyor mu? Yanıt, bilimsel araştırmalarda gizli. Özellikle yaşlı bireylerde yapılan çok sayıda çalışmada, erken dönemde başlatılan rehabilitasyonun hem hayatta kalımı artırdığı hem de fonksiyonel iyileşmeyi hızlandırdığı gösterilmiştir. Örneğin, ameliyat sonrası ilk 48 saat içinde mobilizasyona başlanan hastalarda, geç başlayanlara kıyasla:


  • Derin ven trombozu riski daha düşüktür,

  • Akciğer enfeksiyonu ve bası yarası gelişme oranı daha azdır,

  • Hastanede kalış süresi daha kısadır,

  • 3 ay sonunda yürüme bağımsızlığına ulaşma ihtimali daha yüksektir.


Elbette güvenlik en az etkinlik kadar önemlidir. Rehabilitasyon sürecinde düşme riski, aşırı yüklenmeye bağlı ağrı artışı, tansiyon düşüklüğü gibi komplikasyonlar yaşanabilir. Bu yüzden rehabilitasyon mutlaka fizyoterapi desteği ve hekim gözetiminde planlı ve kademeli olarak yürütülmelidir.



Evde Ortopedik Rehabilitasyon: Konforlu Bir Alternatif mi?

Rehabilitasyon hastanede başlar ama çoğu zaman evde devam eder. Özellikle yaşlı veya kronik hastalığı olan bireyler için evde ortopedik rehabilitasyon, çok sayıda avantaj sunar:


  • Psikolojik konfor: Kendi yatağında, kendi eşyalarının arasında olmak iyileşme motivasyonunu artırır.

  • Süreklilik: Profesyonel evde bakım firmaları sayesinde egzersiz programı kesintisiz sürdürülür.

  • Kişiselleştirme: Rehabilitasyon doğrudan hastanın ev ortamına göre planlanır (örneğin ev içinde yürüme pratiği, sandalye transferi).


Ancak evde bakımda dikkat edilmesi gereken noktalar da vardır:


  • Egzersizlerin profesyoneller tarafından yönlendirilmesi gerekir. Aksi halde hatalı uygulama yeni yaralanmalara neden olabilir.

  • Evde kullanılan ekipmanların doğru seçilmesi ve güvenli yerleştirilmesi (örneğin kaymaz halılar, sabit yürüteçler) şarttır.

  • Takip ve değerlendirme eksikliği, ilerlemenin izlenmesini zorlaştırabilir.


Bu nedenle evde rehabilitasyon, uzman ekiplerin yönlendirmesiyle, düzenli takip ve denetimle sürdürülmelidir.



Ortopedik Rehabilitasyona Ne Zaman Başlanmalı?

“Rehabilitasyon birkaç hafta sonra başlar” düşüncesi artık geçerliliğini yitirmiş durumdadır. Güncel rehberler ve literatür, kalça kırığı cerrahisi geçiren hastaların ilk 24–48 saat içinde mobilize edilmesini, yani yataktan kaldırılmasını önermektedir.


Kalça kırığında; erken başlanan ortopedik rehabilitasyonun önemi ve avantajları saymakla bitmez:


  • Kas atrofisi önlenir,

  • Kardiyopulmoner kapasite korunur,

  • Psikolojik çöküntü ve konfüzyon riski azalır,

  • Hasta daha erken kendi bakımını üstlenebilir hale gelir.


Erken mobilizasyon için ilk adım genellikle yatağın kenarına oturmak ve ardından fizyoterapi desteği eşliğinde ayakta durma ve birkaç adım atma şeklindedir. Rehabilitasyonun ne kadar erken başladığı, hastanın ne kadar çabuk toparlanacağıyla doğrudan ilişkilidir. Her geçen gün, kaybedilen fonksiyonlar ve kazanılacak bağımsızlık için kritik bir süredir.



Evde Bakım ve Rehabilitasyon Hizmetleri

Kalça kırığı sonrası ortopedik rehabilitasyon yalnızca hastane ortamında değil taburculuk sonrası evde mutlaka devam etmelidir. Özellikle ileri yaş, hareket kısıtlılığı ve sosyal destek eksikliği gibi faktörlerin eşlik ettiği durumlarda Evde Sağlık Hizmetleri (ESH) büyük önem taşır. Bu hizmetler, bireyin kendi yaşam alanında profesyonel destekle fiziksel kapasitesini yeniden kazanmasını hedefler. İnvitroCare olarak bu hizmetleri uzman ekiplerle sunuyor ve hastanın sadece fiziksel değil, duygusal ve sosyal iyiliğini de destekliyoruz.



Kalça Kırığında Holistik (Bütüncül) Yaklaşım

Rehabilitasyon sadece fizyolojik değil psikolojik ve çevresel faktörleri de kapsamalıdır. Bu nedenle etkili bir kalça kırığı rehabilitasyonu:


  • Tıbbi tedavi + ameliyat sonrası mobilizasyon + çevresel güvenlik + psikososyal destek + eğitim süreçlerini birlikte içerir.

  • Hastanın kendi evinde rehabilite olması, konfor düzeyini artırır, stres düzeyini azaltır ve motivasyonu güçlendirir.

  • Aile üyelerinin eğitimi, bakım sürecine aktif katılımı sağlar ve hasta yalnız hissetmez.


Bu yaklaşım uzun dönemli başarıyı belirleyen en önemli faktörlerden biridir.



Sıkça Sorulan Sorular (SSS)


Kalça kırığı sonrası rehabilitasyona ne zaman başlanmalı?

Kalça kırığında ortopedik rehabilitasyonun önemi yadsınamaz. Bu sebeple rehabilitasyona mümkün olan en kısa sürede, ideal olarak ameliyattan sonraki ilk 24–48 saat içinde başlanmalıdır. Bu dönemde başlatılan mobilizasyon ve egzersiz uygulamaları, komplikasyon riskini azaltır, iyileşme sürecini hızlandırır ve hastanın bağımsızlık kazanma şansını artırır. Rehabilitasyona başlama zamanı, ortopedi ve fizik tedavi ekiplerinin ortak kararıyla belirlenmelidir.


Evde fizyoterapi desteği ne sıklıkta uygulanmalı?

Evde fizyoterapi desteği, hastanın yaşına, kırığın cinsine, genel sağlık durumuna ve fiziksel kapasitesine göre belirlenir. Genellikle haftada 2–5 seans arasında planlanır. İlk haftalarda daha yoğun seanslar önerilirken, ilerleyen dönemlerde sıklık azaltılarak sürdürülebilirlik sağlanabilir. Fizyoterapist, her seans sonrası hastanın performansını değerlendirerek sıklığı yeniden düzenler.


Hangi cihazları evde kullanmalıyım?

Kalça kırığı sonrası evde kullanılabilecek başlıca yardımcı cihazlar şunlardır:


  • Yürüteç veya baston (denge desteği)

  • Tekerlekli sandalye (mobilite kaybı varsa)

  • Klozet yükseltici, banyo oturağı, tutunma barları (banyo ve tuvalet güvenliği)

  • Yatak kenarı korkulukları, kaymaz halı bantları

  • Havalı yatak (bası yarası riski varsa)


Uygun cihazlar, fizyoterapist veya evde bakım uzmanı tarafından hastaya özel olarak önerilmeli ve kullanım eğitimi verilmelidir.


Kalça kırığı ameliyatı kaç saat sürer?

Kalça kırığı ameliyatı genellikle 1 ila 2 saat arasında sürer. Süre, kırığın tipine ve uygulanacak cerrahi yönteme göre değişir:


  • Protez ameliyatları (örneğin femur boyun kırıklarında): yaklaşık 60–90 dakika

  • Vida veya çivi uygulamaları (örneğin intertrokanterik kırıklarda): yaklaşık 45–75 dakika

  • Daha karmaşık kırıklar (subtrokanterik gibi): 90 dakikadan uzun sürebilir


Ameliyat süresine hazırlık (anestezi) ve sonrasındaki gözlem süresi dahil değildir. Tüm süreç toplamda 3–5 saat arasında tamamlanır. Cerrahınız, sizin durumunuza özel süreyi en doğru şekilde açıklayacaktır.



İletişim ve Destek

Kalça kırığında ortopedik rehabilitasyon sürecinde profesyonel destek arıyor veya evde bakım hizmetleri hakkında detaylı bilgi almak istiyorsanız, İnvitroCare ekibi olarak yanınızdayız. Sorularınızı yanıtlamak, hizmet planlaması yapmak veya uzmanlarımızdan danışmanlık almak için 0216 990 0220 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.


Unutmayın, sağlıklı bir iyileşme süreci doğru ekip ve doğru destekle başlar.


Σχόλια

Βαθμολογήθηκε με 0 από 5 αστέρια.
Δεν υπάρχουν ακόμη βαθμολογίες

Προσθέστε μια βαθμολογία
bottom of page